TÜBİTAK PROJELERİNDE BÖLGE BİRİNİCİLİĞİ ALDIK

TÜBİTAK PROJELERİNDE BÖLGE BİRİNİCİLİĞİ ALDIK

6 27.02.2018 2058

SOSYOLOJİ ALANINDAKİ PROJEMİZ TÜBİTAK BÖLGE SERGİSİNDE BİRİNCİ OLARAK ANTALYADA DÜZENLENEN TÜRKİYE FİNALİNE DAVET ELMİŞTİR.

Projeyi hazırlayan Öğretmenimiz Mehmet Baki BİLİK ve öğrencilerimiz Neslihan KURT-Merve Nur CENGİZ’ i tebrik ediyorum.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Proje Adı: Lise Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Kadına Şiddet Konularındaki Tutumları

Projede Görev AlanProje Rehber Öğretmeni: Mehmet Baki BİLİK

Öğrenciler: Neslihan KURT (11/B)

Merve Nur CENGİZ (11/B)

Kadınların maruz kaldığı şiddet konusu ülkemizin önüne geçemediği kanayan yaralarından biri olmaya devam etmektedir. Neredeyse her gün haber bültenlerinde veya çeşitli kitle haberleşme araçlarında, şiddete maruz kalmış kadınların mağduriyetlerine veya kocası, sevgilisi, babası, kardeşi gibi yakınındaki bir erkek tarafından katledilmiş kadın haberlerine rastlamaktayız. Kadınlara yönelik şiddeti azaltmaya dönük sürdürülen çalışmalara rağmen ne yazık ki şiddet oranı azalmamakta aksine kadın cinayetleri devam etmektedir. Bu araştırma ülkemizin bu kanayan yarasına dikkat çekmek ve kadına yönelik şiddetin nedenlerini araştırmak üzere yola çıkmıştır. Bu anlamda kadın cinayetlerini teşvik eden unsurlarla ilgili atölye çalışması yaparken, toplumsal cinsiyet rol algıları ile kadınlara dönük şiddet arasında nasıl bir ilişkinin olabileceğini sahada test etmek üzere bir araştırmaya girişilmiş; kadınlara dönük şiddet olgusuna zemin hazırlayan koşulların izleri sürülmüştür. Kadın ile erkek arasındaki eşitsizliğin, başta aile olmak üzere, okul vb. kurumlarca her seferinde yeniden üretildiği, sosyal süreçlerle üretilen bu eşitsizliğin zamanla erkek tahakkümüne dönüştüğünü varsayan araştırma bu bağlamda lise öğrencilerinin konu hakkındaki tutumlarını öğrenmeyi hedeflemiştir.

Elde edilen sonuçlara göre araştırmaya katılan lise öğrencilerinin%9,8’i kız, %15,2’si erkek olmak üzere toplamda %25’i “kadın ve erkek eşittir” fikrine katılmadıkları tespit edilmiştir. Başka bir ifadeyle araştırmaya katılan her dört öğrenciden birisi kadın ve erkeğin eşit olmadığına inandıkları tespit edilmiştir. Toplumsal cinsiyete göre rol dağılımının öğrencilerin zihinsel arka planında nasıl şekillendiğini ölçmek üzere yöneltilen “Yemek,bulaşık, çamaşır ve ütü gibi ev işlerini erkekler de yapmalıdır” fikrine kız öğrencilerin %23,3’ü ile erkek öğrencilerin %36,7’si katılmadığını belirtmiştir. Önceki araştırmalarda tespit edilen sonucun bir benzeri olarak lise öğrencilerinin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin halen geleneksel eğilimler taşıdıkları gözlenmiştir.

Kadın herhangi bir konuda eşi ile aynı fikirde değilse tartışmamalı ve susmalıdır” fikrine kız öğrencilerin %26,1’i katılırken bu oran erkek öğrencilerde %31,7’ye çıkmaktadır. Yani kadın ile erkek arasında çıkacak bir tartışmada kadının tartışmaması ve susması gerektiği fikrine, her iki cinsiyetten %57,8’lik bir kesim katılmaktadır. Elde edilen bu yanıtlar, lise çağındaki öğrencilerin toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili olarak halen geleneksel değerlere sahip olduklarını göstermektedir.

Kadına yönelik şiddetle ilgili görüşlerinde de benzer şekilde çarpı sonuçlara ulaşılmıştır. Bu sorulardan biri olan “ Erkeğin korkusu kadının üzerinde olmalıdır” fikrine kız öğrencilerin %7,7’si ile erkek öğrencilerin%37,3’ü katılmaktadır. Emin olmayanları çıkardığımızda erkeklerin neredeyse yarısı kadınların erkeklerden korkması gerektiğine inandığı tespit edilmiştir. Kadına yönelik şiddetin katılımcılarda ne düzeyde meşru kabul edildiğini ölçmek üzere yöneltilen “Bir kadın bazı durumlarda şiddeti hak eder” görüşünü, her on kız öğrenciden biri (%10,5) ve yine her üç erkek öğrenciden biri(%31,1) kabul etmektedir. Bu sonuç kadına dönük şiddetin zihinlerde bir şekilde yedekte tutulduğunu ve bir çatışma durumunda hortlamaya müsait olduğunu göstermektedir. Şiddetin kaynağı konusunda yapılan tespitlerde“Kadına uygulanan şiddetten erkek sorumludur” fikrine kız öğrencilerin %55,6’sı katılıyorken, erkeklerde bu oran %40,5 olarak tespit edilmiştir.

Sonuçta yapılan araştırmada kadına yönelik şiddet ile toplumsal cinsiyet rolleri arasında bir ilişkinin olduğu, önceki araştırmalara benzer şekilde öğrencilerin roller konusunda geleneksel eğilimlerde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca lise çağlarında olmasına rağmen katılımcıların zihninde kadına şiddeti meşru gösterecek mekanizmaların kurulu olduğu, olası çatışmalarda şiddetin yüzeye vurabileceği anlaşılmıştır.

Diğer bir ifadeyle toplumsal koşullar hala eril bir formasyonda inşa edilmekte olup, erkek kendini kadından üstün görmekte dolaysıyla kadına tahakküm etmeyi, onu kontrol etmeyi doğuştan sahip olduğu bir hak olarak görebilmektedir. Dahası bu üstünlük algısı bir şekilde kadına şiddet veya cinayete giden yolun taşlarını örmektedir. Bu anlamda öncelikle yapılması gereken okullarda eşitlikçi toplumsal cinsiyet rollerinin öğretilmesi, buna dönük müfredatta düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. Ayrıca kadına dönük şiddeti azaltacak tedbirlerin eğitim yoluyla öğrencilere aktarılması, gerekli farkındalığın okul çağlarında oluşturulması oldukça önemli görülmektedir.